16 Ekim 2013 Çarşamba

Resmi bayramlaşma törenleri

15 Ekim 2013 Salı

Bayramlar aynı zamanda tatil fırsatı olduğu için bazı bayramlarda şehir dışında oluyoruz. Kentte olduğum bayramlarda resmi bayramlaşma törenine mutlaka katılmaya çalışırım. Bu kurban bayramında da ikinci gün saat 14 de planlanan törene katıldım.Öğretmenevine 2 milletvekilimiz, kaymakam ve belediye başkanimız ve protokol ile sivil toplum temsilcileri katıldılar. Uzun bir U masaya sığılmayınca sonradan gelenler ikinci ve üçüncü sıra olarak oturdular. Seçim dönemine girdiğimiz bu bayramda aday adaylarının varlığıyla daha kalabalıktı.Her zamanki gibi dilek ve temenni içeren konuşmalar sonrasında çay içildi ve dağıldık.Bu bayramlaşma törenleri çok sönük geçiyor maalesef. Renklendirecek bir şeyler yapmak lazım. Belki oturma düzeni yerine ayakta bir resepsiyon formatında yapılması daha iyi olacaktır. Hıç olmazsa insanlar birbirleriyle sohbet etme fırsatı bulabilirler.Maalesef yapmış olmak için düzenlenmiş gibiydi. Sorumlu kim mi? Hepimiz, bizler de dahil...

16 Eylül 2013 Pazartesi

TARSUS KENT KONSEYİ YENİ DÖNEM ÇALIŞMALARINA BAŞLADI

TARSUS KENT KONSEYİ YENİ DÖNEM ÇALIŞMALARINA BAŞLADI

11.09.2013


Tarsus Kent Konseyi yürütme kurulu yeni dönemin ilk toplantısını 11.09.2013 Çarşamba günü Saat: 17.00 de Güner Baykal Toplantı Salonunda gerçekleştirdi. Toplantıya; Ali CERRAHOĞLU, Faruk YALNIZ, Hasan ŞEMSİ, Tülay Sevgi CAN, Ünzile KÜÇÜKÖNER, Leyla ÇAKMAK, Serap KIRIŞ, Mustafa ÜNAL, Hakan ERKUL, Elife ASLAN, Gülsevim KIRAÇ, Dursun ARSLAN, Ayşe KARACA, Nilgün ATEŞ ve Ayşegül ÖZ katıldılar. Toplantının açılış konuşmasını yapan Kent Konseyi Başkanı Dr.Ali CERRAHOĞLU üyelerle tekrar biraraya gelmekten mutluluk duyduğunu belirtti ve güzel bir çalışma dönemi geçirilmesini diledi.


Toplantı öncesi saat:15.30’da yeni atanan Tarsus Kaymakamı Hasan Göç ziyaret edildi. Kent Konseyinin geniş katılımıyla yapılan ziyarette Tarsus Kent Konseyinin yapısı ve faaliyetleri anlatıldı ve üyeler tanıtıldı. Kent Konseyinin  yürüttüğü faaliyetler, yapılan sempozyum ve çalıştaylar anlatıldı ve tüm faaliyetleri içeren dosyalar ile kitaplar Tarsus Kaymakamına sunuldu.


Tarsus’a bir devlet üniversitesi kurulması konusunda yürütülen faaliyetler anlatıldı ve üniversite hazırlık dosyasınin son hali takdim edildi. Tarsus Üniversitesi konusunda kısa zamanda bir toplantı planlandığı ve ilgililere son durum hakkında bilgilendirme yapılacağı, bu aşamada Tarsus’un Üniversite için hazır olduğunu ve yetkililerin olumlu karar vermesi için tüm Tarsus’luların el ele vermesi gerektiği anlatıldı.


Tarsus Kaymakamı Hasan Göç sivil toplum çalışmalarının çok önemli olduğunu bu çalışmaları kendisinin de desteklediğini belirtti ve bir proje önerisinde bulundu. Ankara Altındağ ilçesinin Samanpazarı mevkiinde örnek çalışmalar yapıldığını, bu çalışmaları yerinde görüp incelemek üzere hep beraber yapılacak bir ziyarete katılmaktan memnuniyet duyacağını belirtti. Karşılıklı iyi dileklerle sona eren toplantı sonrasında toplu fotoğraf çekildi.


Kent Konseyinin ilk toplantısında önümüzdeki dönemde yürütülecek projeler konusunda genel görüşme yapıldı. Aşağıdaki ana konularda çalışmalara başlanmasına karar verildi.



- Tarsus Üniversitesi konusunun Kent Konseyinin ilk ve en öncelikli konusu olduğu, bu konudaki kent konseyi olarak görev alınarak gerek tanıtım ve destek amaçlı imza kampanyası, gerekse dosya hazırlanması konusundaki gelişmeler görüşüldü. Başlatılan bu çalışmaların bu konuya gönül vermiş olan diğer kurum ve kuruluşlarla (Milletvekillerimiz, Tarsus Kaymakamlığı, Tarsus Belediyesi, Ticaret Odası, Ticaret Borsası ve diğer kurumlar…) işbirliği ve dayanışma içerisinde hızla devam etmesi gerektiği, hazırlanan dosyanın güncellenerek daha da güçlendirilmesi ve Tarsus’un tüm kanaat önderleriyle bir araya gelinerek karar vericilerin ikna edilmesi konusunda çalışmaların devam ettirilmesine karar verildi.


- Önümüzdeki seçim döneminde adayların; Tarsus’un geleceği hakkındaki, sivil toplum örgütleri ve kent konseyi hakkındaki  görüş ve düşüncelerini öğrenmek, projelerini dinlemek ve sivil toplum temsilcilerinin sorularını iletebilmek amacıyla toplantılar düzenlenerek adaylarla sivil toplum temsilcilerini bir araya getirecek toplantılar, paneller düzenlenmesine karar verildi.  


- Sodes ve Çukurova Kalkınma Ajansı’na proje yazılması ve bu konuda Kent Konseylerine de proje yazma ve yürütme hakkı verilmesi konusunda Kurumların yetkilileriyle görüşmeler yapılması planlandı.


- Tarsus’ta turizmin hak ettiği yerde olmadığı ve bu konudaki projelere ağırlık verilmes konusu görüşüldü. Bu konuda çalışmaların halen devam ettiği ve sonuçlanamayan Sahil Bandı projesinin son durumu  ve bu konuda neler yapılabileceği konularında yetkili kişilerin davet edildiği bir bilgilendirme toplantısı düzenlenmesine ve bu konuda Tarsus Ticaret ve Sanayi Odasıyla işbirliği yapılmasına karar verildi.

- Yurtdışından da fotoğraf sanatçılarının katılacağı ve Tarsus’la ilgili çalışmaların  sergileneceği bir “Foto Maraton” yapılmasına karar verildi.


- Uygulamalı Kültür Sanat Meclisi’nin kurulması için çalışmalar yapılmasına karar verildi.


- Kent Arşivi hazırlanması ve sunulması için gerekli görüşmelerin yapılması konuyla ilgili geniş bir toplantı yapılarak tanıtılmasına karar verildi.


- Tarsus Kaymakamı sayın Hasan Göç’ün önerdiği ve Ankara’da Samanpazarı bölgesinde yaptığı ve turizme yönelik örnek çalışmanın incelenmesi amacıyla Ankara’ya bir gezi düzenlenmesine karar verildi.


Yukarıda belirtilen projeler dışında Tarsus Kent Konseyine bağlı komisyonlar da çalışma konularında ayrı ayrı çalışmalarını sürdürerek projeler üretmeye devam edeceklerdir.


Saygılarımızla;


Dr.Ali Cerrahoğlu

Tarsus Kent Konseyi Başkanı

11 Temmuz 2013 Perşembe

TARSUS'TA TALASEMİ DERNEĞİNİN KUAFÖRLÜK KURSU PROJESİ BAŞLADI

Tarsus'ta bulunan  Hemoglobinopati (Talasemi) Derneğinin  ikinci iş eğitim projelerinden olan Kuaförlük kursu düzenlenen törenle başladı. Kent Konseyi Engelliler Komisyonunun Talasemi Derneği ile ortaklaşa düzenlediği ve Tarsus Belediyesi, Tarsus İş Kurumu, Tarsus Halk Eğitimi Merkezinin destekleriyle hayata geçirilen projenin başlaması nedeniyle bir tören düzenlendi.
Şehitishak mahallesindeki Turkuaz Çarşısında Belediyenin tahsis ettiği dernek ve kurs merkezi önünde düzenlenen törene Tarsus Belediye başkan yardımcıları Behçet Sarı ve Şevket Can, Tarsus Kent Konseyi başkanı Ali Cerrahoğlu, Kent Konseyi Engelliler Komisyonu başkanı Dursun
Arslan,  İş Kur müdürü Mehmet Ali Çekerbiçer, Halk Eğitim Merkezi müdürü Orhan Kütükoğlu, Talasemi Federasyonu başkanı Ali Kılıç, Tarsus Talasemi Derneği başkanı Sefa Türkel, Engelliler Derneği başkanı Ali Çelik, Görme Engelliler Derneği başkanı Fikri Topuz ile kursiyerler, aileleri ve davetliler katıldı. Açılışta bir konuşma yapan Kent Konseyi Engelliler Komisyonu başkanı Dursun Arslan, daha önce muhasebe kursu  düzenlediklerini, bu kez ikinci kurs olarak bayan kuaförlüğü kursu açtıklarını belirterek "Engelli kardeşlerimize iş ve aş sağlamak için sürekli arayış içindeyiz. Onların birer meslek ve iş sahibi olmaları için uğraş veriyoruz" dedi. Tasalemi Derneği başkanı Sefa Türkel ise kursun açılmasında destek veren Ali Cerrahoğlu, Dursun Arslan, Leyla Çakmak, Tarsus belediyesi, HEM Müdürlüğü ve İş kur müdürüne teşekkür etti. İş Kur müdürü Mehmet Ali Çekerbiçer,  HEM Müdürü Orhan Kütükoğlu ve Kent Konseyi başkanı Dr. Ali Cerrahoğlu,  bu tür projeleri desteklediklerini ifade ederken Belediye başkan yardımcısı Behçet Sarı ise "Belediyemiz engellilere destek olurken onların projelerine destek vermektedir. Bu konuda belediyemiz önemli gelişmeler kaydetmiştir.Amaç sadece iş istihdamı sağlamanın yanında bu insanların tanışıp kaynaşmasını temin etmektir" diye konuştu ve hayırlı uğurlu olması temennisinde bulundu. Konuşmalardan sonra protokol mensupları kursu başlatırken açılış kurdelesi birlikte kesildi. Kursun öğretmenliğini Bedia Dinçkuyucu üstlenirken 104 iş günü devam edecek kursa 5'i kadın 6'sı erkek toplam 11 engelli katılıyor. 08.30-15.30 saatlerinde verilecek derslere katılacak engelliler kurs bitiminde sertifika alacaklar. Ayrıca kursiyerlerin kurs aldıkları günlerde endilerine 20 TL iş yövmiyesi verilecek.

5 Temmuz 2013 Cuma

Tarsus'ta Futbol Turnuvasında 4. olduk; teselli 'En Centilmen' ödülünde...

Tarsus Belediyesinin düzenlediği kurumlar arası futbol şampiyonası dün sona erdi. Oynadığımız 3.lük maçını penaltılarla (ve benim kaçırdığım:) kaybettik. Turnuvanın en yaşlı futbolcusu olduğumdan mıdır nedir 'en centilmen' oyuncu seçtiler, ama teselli bulmak ne mümkün...

30 Haziran 2013 Pazar

Mersin'de Akdeniz Oyunları Tenis Finalleri


Dün akşamüstü Akdeniz Oyunları tenis finallerine gittik eşimle beraber. Çok güzel iki maç seyrettik. İzlenimlerim şöyle:

Saat 17 de üçüncülük, 17:30 da da final maçları başlayacaktı. Daha önceden de bildiğimiz gibi kapıda bir kuyruk ve negatif tavırlı gişe görevlileri vardı. Nedendir bilinmez bizde görevliler hep müşteriyi, bekleyeni suçlar, iter kalkar. Yasakçı ve negatif enerji saçan bir tavırla, buyurgan bir tavırla karşısındakini sonsuza dek beklemek ve itiraz etmemekle yükümlü görür. Gencecik görevli çocuklar aynı tavır içinde. Bir gün önce atletizm finalleri için gittiğimiz stadda olduğu gibi.

Bilet yok. Sanıyorsunuz ki içerisi dolu, izdiham var. Çünkü öyle söylüyorlar, dolu diyorlar. Tabi herkes öfkeleniyor, gerilim tırmanıyor. Bu durumu tahmin ettiğimiz için internetten bilet almayı denemiştik ama maalesef internetten bilet satışı kapalıydı.

Görünmez bir el veya eller biletleri topluca almış anlaşılan. Görünmez el müsade ederse siz de kısıtlı sayıda açılan biletle içeriye girebileceksiniz.

Bir görevli, yetkili veya halka ilişkiler görevlisi, veya federasyon yetkilisi kapıya gelse, hepsi tenis oyuncuları, velileri, yöneticileri olan tenisseverlere merhaba dese, kusura bakmayın bekletiyoruz ama uğraşıyoruz, sizleri fazla bekletmemeye çalışacağız, sağolun, varolun, iyi ki geldiniz de bizim bu organizasyonumuz daha değerli oldu, seyirci en önemli paydaşıdır sporun... dese, gönlümüzü alsa, kendimizi iyi hissettirse de bizler de o sıcakta daha kolay beklesek...

Vakit geçirmek ve umutsuz bekleyişimizi bir gölgede geçirebilmek amacıyla hemen yan taraftaki büyük salona, voleybol maçına yöneliyoruz. Burada durum daha iyi, en azından biz gittiğimizde öyleydi. Bilet satılıyordu. Yanıbaşımızda bir çocuk belirdi ve elimde fazla bilet var alırmısınız dedi. Biletler hem çocukta hem de gişede 1 lira. Evet, neredeyse bedava. O küçücük çocukta 1 liralık biletlerden nasıl olup da fazla fazla olduğunu anlamadığım ve bu durumu etik olarak hiç uygun bulmadığım için çocuktan değil gişeden aldım biletleri.

Girişte sıkı bir üst araması yapılıyor. Bozuk paralara el koyuluyor. Sahaya para fırlatacak kişiler gibi mi görünüyoruz deyince kızcağız bize güvenmiş olmalı ki paraları çantaya geri koydu ve geçtik.

Sonuçta nefis ve serin bir salonda heyecanlı bir voleybol maçının ortasında bulduk kendimizi. Yabancıların 'nose bleed' dedikleri, yani çok yüksekte olduğu için neredeyse burun kanamalarına yol açabilecek koltuklarda oturduk tepede.

Sağolsun bir arkadaşımız tenis için bilet bulmamızı sağladı ve voleybolda kısa süre kalarak ayrıldık ve tenise geçtik. Kapıda bilet için sıcakta bekleşen dostların arasından mahcup bir şekilde içeriye girdiğimizde neredeyse dörtte üçü boş olan 3500 kişilik merkez korta girdik. Daha sonra herkes girebildi maça çünkü tribünler hiçbir zaman dolmadı ama organizasyon tenisseverleri itip kalkarak, kötü davranıp açıklamasız ve ilgisiz bırakarak sınıfta kaldı.

Çok güzel iki maç seyrettik. Çağla 2 sette çok rahat aldı maçı. Hakettiği şekilde de sevincini seyircilerle paylaştı. Kariyerini daha da geliştirebilecek gibi görünüyor, yolu açık olsun. Her ne kadar rakibi çok genç ve tecrübesiz olsa da Çağla hatasız ve etkili bir maç çıkarttı. Benim dikkatimi çeken özellikleri çok az basit hata yapması, oyunu iyi kurgulayıp yönlendirmesi ve aklı dolu vuruş tercihleriydi.

Marsel İlhan'ın maçı çok daha zorluydu. Sloven rakibi 21 yaşında, solak, çok atletik, çok iyi bir fiziği olan cıva gibi bir oyuncuydu. Zor bir maçtı. Çok iyi tenis seyrettik. Artık tenis daha çok baseline da oynanıyor ve ben hiç mutlu değilim. Servis voleler, her fırsatta fileye gelmeler maalesef yok ve bu maç da öyleydi. Sloven oyuncu daha fazla geldi fileye. Birinci setten sonra dropshotları keşfetti ve Marsel'in hiç sevmediği file koşularına mecbur etti. Setler 2-1 olduğunda maç bitti sanan seyircilerden gidenler oldu. Benim bir arkadaşım da maç bitti düşüncesi ile yemeğe gidip uzayan maçın son setinde tekrar gelip maç sonunu izledi.

4 saat sürdü maç Oyuncular kadar tribünde bizler de yorulduk. Maç sonunda Sloven oyuncu kazandı ve kupa töreni yapıldı.

Bugün kadınlar voleybol finali ve kapanış töreni var. Ama dersimi aldım; televizyondan izleyeceğim:)

Çok güzel tesisler kazandı Mersin. Umarım bundan sonraki süreçte bu tesisleri sporu geliştirmek için en iyi şekilde kullanabiliriz. Ama organizasyonu yapanların şapkayı önlerine koyup iyi bir değerlendirme yapmalarına ihtiyaç var.

Sevgilerimle

Ali Cerrahoğlu

21 Mayıs 2013 Salı

Aile planlaması mı nüfus planlaması mı

Bakanlık yetkilileri 'üreme sağlığı'na önem verdiklerini ifade ediyorlar ama üreme sağlığı kavramını gebelik takibi ile eşdeğer ve ondan ibaret görüyorlar. Gerçekten gebe takibi ile ilgili yooğun çalışmalar, gelişmeler oldu. Ancak üreme sağlığı bir bütündür; aile planlaması, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, infertilite ve hatta menopozu kapsar. Aile planlaması büyük önem kaybetti. Ülkemizde en iyi, verimli ve standard çalışan kurumu Ana Çocuk Sağlığı Merkezleri idi. AÇSAP'lar ülkenin neresine giderseniz gidin aynı standarda sahip, çaşışanlarının yüksek motivasyonda olduğu kurumlardı. AÇSAP'lar kapanmadı gibi görünse de kadrolarının neredeyse tamamını kaybettiler. Toplum Sağlığı Merkezlerinde bulunan doktorların konsültan gibi görev yaptığı ve birkaç ebe hemşirenin çalıştığı yerler haline geldiler. Eskiden her ay yüzlerce RiA uygulayan, etkili aile planlaması yöntemleri ve eğitim veren kurumlar giderek hasta kaybettiler.

Amaç hastaların kendi aile hekimlerinden bu hizmeti almasıydı. Başlangıçta makul görünen bu niyet uygulanamadı. Çünkü aile hekimlerinin bir kısmı bu konuda eğitimli/sertifikalı değil, bir kısmı ise yoğun tempolarında bu konuda yeterli motivasyona sahip değiller.

Durum böyle olunca jinekolojik muayene yapılmayan, RiA uygulanmayan aile sağlığı merkezleri, önemini kaybetmiş AÇSAP'larla aile planlaması Türkiye'de önemini giderek yitirdi. Bu konu sorulduğunda ise bakanlık yetkilileri hemen ülke nüfusunun artması gerektiğini söyleyerek cevaplıyorlar. Temel sıkıntı aile planlaması ile nüfus artışının karıştırılması. Hükümetlerin ülke nüfusunu yetersiz bularak arttırmak istemelerini makul bulabilirsiniz, destekleyebilirsiniz; ancak kadınların istedikleri zaman ve sayıda çocuk sahibi olma haklarını gözardı etmemelisiniz. İstenmeyen gebeliklerin artması kadın sağlığı, üreme sağlığı hizmetlerinin yetersiz olduğunu gösteriyor.


Kadınların istemeden, zamansız ve isteksiz şekilde çocuk doğurmaları yerine ailelerini planlayarak istedikleri zaman gebe kalmaları çok daha çağdaş bir halk sağlığı yaklaşımıdır.

Halen ülkemizdeki sağlık kurumlarının birçoğunda etkili aile planlaması yönetem sunumu yoktur. Danışmanlık hizmeti verilmemektedir.
 Oysa ki aile planlaması hizmetlerinin kalitesi bir ülkenin sağlık göstergelerinin en önemlilerinden birisidir.

Sevgi ve saygılarımla

Dr.Ali Cerrahoğlu

21 Nisan 2013 Pazar

MEZUNLAR OKULLARINI ZIYARET ETTILER

Necil Toktay ve Cahit Tuten 1971 mezunlari. Dostlariyla birlikte okulu ziyarete geldiler. Ben de seve seve rehberlik yaptim Ramazan Dincer ile birlikte...

1 Ocak 2013 Salı

2013

---------- Forwarded message ----------
From: "Ali Cerrahoglu" <ali@cerrahoglu.net>
Date: Jan 1, 2013 12:31 AM
Subject:
To: <popanten@yahoogroups.com>
Cc:

14 Aralık 2012 Cuma

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet...

Bugün Çorum İli Osmancık İlçesi'nde bir hekimi göğsünden bıçakladılar.
Bıçaklayan kişi tedavisinin aksadığını düşünen bir hastaydı,
bıçakladığı kişi ise tedavisi ile ilgisi olmayan, o güne kadar hiç
karşılaşmadığı Osmancık ilçesi Toplum Sağlığı Merkezi'nde çalışan,
aynı zamanda İlçe Sağlık Müdürlüğü görevini yürüten meslektaşımız Dr.
Alperen Kısa idi. Meslektaşımız şans eseri bıçağın göğüs kemiğine
gelmesi sayesinde ölümden döndü, aksi durumda Ersin Arslan'dan sonra
bir meslektaşımızın daha bıçaklanarak öldürülmesinin yasını tutuyor
olacaktık.
Artık Türkiye, bir hastanın o güne kadar hiç görmediği, konuşmadığı
bir hekime öfke duyup, bir açıklama dahi yapmadan göğsünden
bıçakladığı bir ülkedir. Bu durum piyasacı sağlık anlayışının,
siyasetçilerin ve Sağlık Bakanlığı'nın hekimleri hedef gösteren tarz
ve söylemlerinin, toplumun içine sürüklendiği şiddet sarmalının bir
sonucudur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Sağlık Çalışanlarına Yönelik şiddet
Komisyonu görev süresini uzatadursun, şiddet her yerde kol geziyor.
Bu gidiş iyi bir gidiş değildir. Tüm yetkilileri ciddiyetle önlem
almaya, sağlık hizmeti alan tüm yurttaşlarımızı da hekimleri ve sağlık
çalışanlarıyla dayanışmaya çağırıyoruz.
Türk Tabipleri Birliği
Merkez Konseyi

TAC ekibi futbolda...

9 Kasım 2012 Cuma

Bilimin geldiği nokta; DNA ve veri depolama...

Harvard Üniversitesi Wyss Enstitüsü'nden George Church ve ekibi 53 bin
kelime 11 fotoğraf ve bir bilgisayar programı içeren kitabı sentezleme
yoluyla DNA içine aktardı.
Yapılan bu deneyin bilim tarihinde DNA içine yapılan en büyük veri
kaydı olduğu belirtildi.
Geçtiğimiz günlerde akademik "Science" dergisinde yaptıkları
araştırmanın sonuçları yayınlanan Church, gerçekleştirdikleri deneyin
amacının gittikçe artan dijital veri depolama ihtiyacını gidermek
olduğunu söylüyor. Veri depolamada gün geçtikçe artan alan ihtiyacının
DNA ile karşılanabileceği vurgulanırken, saklanan verilerin binlerce
yıl korunabiliyor olması ise DNA üzerine depolamanın en büyük avantajı
olarak vurgulanıyor. Uzun süre dayanabilmesinin yanında DNA'nın 1
gramına karşılık bin DVD'ye denk gelen kompakt yapısı da veri depolama
DNA'yı özel bir konuma getiriyor.
Bugünün pahalı ve pratikliten uzak teknolojileri ile bir ilki başaran
bilim adamları 5-10 yıl sonra DNA'ya veri kopyalamanın çok daha pratik
ve ucuz bir hal alacağını ve bugün kullandığımız teknolojilerin yerini
almaya başlayacağını belirtiyor.